DENİZLİ; Yemek yemek için olmasa da gezip tozmaya gidilesi pamuk gibi şehir. Hikayemiz yine aynı şekilde canlandı. Altı ay önceden alınan promosyon biletle (60 TL gidiş dönüş) 06 Aralık Pazar günü sabah gidip akşam uçuşuyla dönüş yaptık. O kadar araştırdık ama gurme canlık anlamında ne bir kahvaltı nede 4*4 lük bir yemek mekanına rastlayamadık. Kahvaltı anlamında bir mekan bulamadığımız gibi Pazar günleri açık restoran bulmakta zor gibi. Sosyal medyada gidenlerin yazdığından yola çıkarak Şerife Bacı Börekçisine gittik.Sağ olsun ekip ilgili,börek çeşidi anlamında bol çeşitli kara fırınlı bir işletme.Kaçar porsiyon yedik sayamadım ama hesap ortada 9 kişi, 92 TL .Sonrasında Pamukkale Travertenlerine gitmek için çıktık yola. Giriş 25 TL, tavsiyemiz bir müze kartınız olmalı yoksa,kapıda hemen çıkarabiliyorsunuz.Öğrenci 25 ,Tam 40 ,Plus 50 TL. tavsiyemiz plus çıkarmanız olacaktır. Ödeme yapıldıktan sonra ayakkabılar çıkarılıyor yalınayak başlıyorsunuz yürümeye. Oldukça soğuk, buz gibi bir zemin ;Teleferik yok muydu diye gülüştük ,yolun sonunu göremeyeceğimi düşündüğüm anda sıcak su birikintileri imdadımıza yetişti.Kış günü gitmek çok akıllıca değilmiş onu anlamış olduk.Allah’ın bir lütfu görülmeye gidilmeye değer ender doğa harikalarından biri olan travertenler de bolca fotoğraf çektik.(Tabi resimlerin çoğunda Salim Agamızın ağırlığı var ) Çıkışına yakın su gittikçe ısınmaya bizde biraz keyfini sürmeye başladık.Son noktada kaynak suyu çıkan bölümler ayağınızı içinden çıkarasınız gelmeyecek kadar süper.Sonrasında tabiat parkını, antik Tiyatroyu Kral Havuzunu gezdik.Ama maalesef suya giremedik.Dedik ya Kral Havuzu diye,giriş açık alan olmasına rağmen ücretli,tamı tamına 32 TL.- aman kebap yerim o parayla dedim gülüştük.Güvenlik görevlisi arkadaş üzerimdeki atkıdan esinlenerek ,abi siz harbi gurmeymişsiniz dedi.Hayırdır nereden anladın diye sordum.Kral havuzunu Kebaba terk ettiniz de ondan dedi. Yani kuzum Allah aşkına kış günü gireceksin sıcak havuza,çıktımı sudan hava buz,sonra hasta oldun,çekerler mi nazını ? Aman aman gezip-gezip, hasta olup gelmiş derler adama. Tercihimiz doğru değil mi ? Hem kebap diri tutar korur adamı.Buradan aşağıya yine travertenlerden inilecekmiş dediler. Yada 4 km’lik yolu 40TL’ya fırsatçı taksicilerle dediler.Yürürüm de vermem oncağız yola o kadar lira dedim.Üç arkadaş feda etti kendini.Gidip arabaları alıp güney kapısına yakın bir yere geldiler.Bizde oraya kadar yürüyüp buluştuk. Tekrar Denizli merkeze yola koyulduk acıktık mı ne? Denizli’nin meşhur Tandırcısı Halil Amcayı gitmeden aradım. Evlat biz pazar günleri açmıyoruz ama hele siz gelin ayarlarım size bir yer dedi. Biz de kendisini rahatsız etmemek için çarşıda dolaşıp açık olanlardan birine bakınırken “Kebapçı Şen Kardeşler” önünden geçiyorduk, içeride de müşterileri görünce hadi girelim bakalım şu tandırın tadına dedik. Fakat hayal kırıklığı,Pamukkale’den dönmemizi gerektirecek tarzda değilmiş tadı,lavaşları hamur ,kebabı yavandı. Herkes bir hayal kırıklığına uğradı.Final tatlı olsun bari dedik.Denizli nin simgesi olmuş Hacı Şerif’e geçtik.Ana mağaza kapalı idi cadde üstündeki (2.ticari yol caddesi no: 25 ) mağazada inanılmaz seri güler yüzlü pratik Özlem hanım ve Özgür bey sağ olsunlar çok güzel karşılayıp, süper ilgilendiler bizlerle .Firma sahiplerindenmisiniz diye sordum,çalışan olduklarını öğrenince daha da şaşırdık.MaşAllah’ları var hem kurumu hem kendilerini tebrik ediyorum. Dondurmalı irmiklerimizi yedik,tatlı ikramlarından tattık. Sonra ev halkı için alışveriş.Ben bitter fıstıklı çikolata ile akide aldım.Arkadaşlarda ondan şundan bundan derken tatlı küpü olup çıktık.Denizli de aklımda kalan travertenler ve Hacı Şerif oldu diyebilirim.Bunda iki candan kardeşimizin katkısı büyük tabi. Sonrasında uçağa kadar vakit bol olunca köylü pazarını gezdik.Harika çekirdeksiz mandalina,kestane köy ekmeği derken pazarı, bu hafta evin alışverişini Denizli’den gördük diyebiliriz.Denizli ‘de üçüncü aklımda kalan Pazar içinde yaşlıca bir amcanın sattığı gözlemelerdi.Harika ıspanaklı gözlemeler bedavadan bir tık fazlaydı. Sadece 2,5 TL İstanbul daki gözlemelerin 2,3 katı kadar desem yanıltmış olmam. Buradan da Karahayıt’a geçtik.Termal Pansiyonların kasabası.Havlu alışverişi yaptığımız abimiz bizi hemen dükkanının arkasındaki Asil Pansiyon a götürdü misafirlerimle ilgilenin dedi..Odaların günlüğü 40 lirayken biz 1-2 saat takılıp çıkacağız dedik. 25 liraya anlaştık.Biraz termel su biraz uyku modunda dinlenme derken saat epeyce olmuş anlamamışız. Çarşı da semaverde yapılan çayı görünce e hadi çayda içelim derken uçağı kaçıracak gibi olduk.Şükür yetiştik.Günü birlik gezilip tozulacak fazlada yormayan bir tur güzergahı oldu.Sırada araya başka yer girmezse Kayseri gibi gözüküyor ama,biz leyleği havada gördüğümüzden garantide veremiyoruz. Bir başka rotada görüşmek üzere.@Zomatotr Selam ve dua ile, Seyyah-ı Fakir Turgut Çelebi Turgut TUNÇ
Önceki Makale
Bayırbucak Türkmenlerine Yardımlar Ulaştı
Sonraki Makale